Ana Sayfa > Kayseri Boşanma Avukatı > Çekişmeli Boşanma Davası Sık Sorulan Sorular
Çekişmeli boşanma, eşlerin boşanma, nafaka, tazminat, velayet gibi boşanma ile ortaya çıkacak hususlardan en az biri konusunda anlaşamaması halinde, boşanmak için başvurdukları, anlaşmalı boşanmaya göre uzun bir süreci gerektiren boşanma davasıdır.
Anlaşmalı boşanma, eşlerin boşanmak istediği, velayet, nafaka, maddi ve manevi tazminat, mal paylaşımı gibi boşanmanın gerektirdiği bütün konularda anlaşması ile mümkündür. Bunların herhangi birinde anlaşma sağlanamaması halinde görülen dava çekişmeli boşanma davasıdır. Anlaşmalı boşanmada boşanma sebebinin belirtilmesi gerekmezken, çekişmeli boşanmada hakimin kanaati boşanma sebepleri ortaya konularak ispatlanması gerekir. Tarafların her konuda anlaşarak başvurduğu anlaşmalı boşanmada, tek celse yargılama ile çok kısa bir süre içinde boşanma mümkünken, çekişmeli boşanma davası yargılama gerektirdiğinden uzun bir süreçte sonuçlanır.
Çekişmeli boşanma davası yargılama gerektirdiği için, uzun bir süreçtir. Tam olarak bir süre verilmesi mümkün değildir. Dosyanın içeriği, delillerin sayısı, tanıkların zamanında dinlenip dinlenmediği, bilirkişi incelemesi gerekip gerekmediği, mahkemenin iş yoğunluğu gibi birçok neden sebebiyle, bu süre değişebilir. Ancak ortalama bir süre belirtmek gerekirse, ilk derece mahkemesinde yapılan yargılama 1,5 ile 2 yıl arasında sürmekte ve bundan sonra tarafların karara yaptığı itirazlar üzerine üst mahkemece yapılacak incelemeler ile süre daha da uzamaktadır. Üst mahkemenin kararı bozması halinde de yargılama bu eksikliklere göre yeniden yapılacağı için net bir süre vermek mümkün değildir.
Davayı açan taraf eğer kendisini avukat ile temsil ettirmiyorsa, davaları takip etmek zorundadır. Ancak, davalının duruşmalara gitmesi zorunlu değildir. Davalının duruşmalara katılmaması da boşanmaya engel bir durum değildir. Mahkeme delilleri değerlendirerek kararını verecektir.
Bu konuda net bir cevap vermek mümkün değildir. Her ailedeki olaya, tarafların durumuna, özellikle çocuğun yaşı ve gereksinimlerine göre velayetin kime verileceği değişebilir. Ancak, haysiyetsiz bir hayat sürülmediği ve annesini emmesine ihtiyaç duyan çocuğun velayetinin anneye verileceği bir gerçektir.
Velayet konusunda olduğu gibi nafaka tutarının miktarı tarafların maddi gücü, sosyo – ekonomik koşullar gibi birçok husus değerlendirilerek belirlenir. Ancak, Yargıtay kararları doğrultusunda, her iki eşinde asgari ücretle çalışıyor olmasının, diğer eşe nafaka vermesini engellemediğidir.
Medeni Kanunum 169. maddesindeki düzenleme gereğince, boşanma davası açılınca hakim, dava süresince eşlerin ve çocukların barınması, geçimi ve bakımı ile ilgili geçici tedbirleri alır. Dolayısıyla, dava açılması ile tedbir nafakası adı altında eş ve çocuklar için diğer eşten nafaka alınabilir.
Tedbir nafakası, boşanma davasının açılmasıyla, hakim tarafından eşe ve çocuklara gerekli görüldüğü takdirde davanın kesinleşmesine kadar, tarafların boşanma sürecindeki yaşam standartlarının olumsuz etkilenmemesi amacıyla ödenen nafaka türüdür.
Yoksulluk nafakası, boşanma kararının kesinleşmesinden sonra, kusuru daha ağır olmamak şartıyla, geçimi için eşe ödenen nafakadır.
İştirak nafakası, boşanma kararının kesinleşmesinden sonra, velayeti elinde bulundurmayan eşin, çocuğunun ihtiyaçları için diğer eşe ödediği nafakadır.
Yardım edilmemesi halinde fakirliğe düşecek olan altsoy, üstsoy ve kardeşlere ödenen nafakadır. Altsoy çocuk ve torunlar, üst soy ise anne – baba ve dede - nine olarak tanımlanabilir.
Eğitimi devam eden ergin çocuğa ödenen nafaka olan eğitim nafakasının, yargı kararlarında yardım nafakası olarak nitelendirildiği bilinmektedir.
Eşlerin evlilik birliği içerisinde sahip olduğu malların, eşler arasında paylaşımının yapılması için açılan davadır. Boşanma kararının kesinleşmesinden sonra açılır. Boşanma davası ile birlikte ayrı bir dava olarak açılırsa, boşanma davasının kesinleşmesine kadar bekletici mesele yapılır.
Boşanma davası, belirli prosedürler kapsamında gerçekleşen bir yargılama olması nedeniyle, davanın açılmasından belli bir süre geçtikten sonra duruşmalara başlanır. Dava dilekçesinin davalıya gönderilmesinin ardından, davalının buna cevap vermesi, bu cevaba karşı davacının ve davalının da birer kez daha dilekçe sunma hakkı bulunmaktadır. Dilekçelerin verilmesinden sonra duruşmalara başlanabilir. Her olayda da bu süre farklılık gösterir. Çünkü, davalının cevap dilekçesi vermemesi halinde daha kısa süre içerisinde duruşmalara başlanabilecekken, dilekçelerin verilmesi halinde bu süre uzayacaktır. Ayrıca, mahkemenin iş yükü de dikkate alındığında, davanın açılmasından en az 2 - 3 ay sonra duruşmalara ancak başlanabilir.
Boşanma dilekçesi tebliğ edildikten sonra, kanuni süreler içerisinde davaya cevap vermek gerekecektir. Her ne kadar davaya cevap vermemek davacının iddialarını inkar anlamına gelse de davalının kendisini savunma ve kendi iddialarını sunma hakkı ortadan kalkacaktır.
Net bir cevap vermek mümkün olmamakla birlikte, davanın içeriğine göre, davacı ve davalıya geçimsizliğe konu olan olaylar hakkında bilgi toplamak amacıyla sorular yöneltir.
Yargıtay'ın yerleşmiş kararları doğrultusunda, aksine bir anlaşma ya da örf - adet kuralı yok ise, düğünde kim tarafından takılmış olursa olsun, ziynet eşyaları kadına aittir.
Davanın taraflarının geçimsizliklerine neden olan olaylar hakkındaki bilginin anlatılması istenir.
Ceza hukukundaki istisnai haller hariç olmak üzere, kişiler her türlü davayı kendileri açarak, takip edebilirler. Ancak özellikle boşanma davası, uzmanlık gerektiren hukuki bilgiye ihtiyaç duyduğundan, boşanma avukatı ile takip edilmesi gereklidir. Çünkü boşanma davaları, usuli ve süreli birçok işlem gerektirmekte ve bu işlemlerin süresinde yapılmaması halinde geri dönüşü bulunmamaktadır.
Eşlerden birinin diğer eşin izni olmadan, evlilik birliğinin sürdürüldüğü ortak konut hakkında satma ya da kiralama gibi işlemleri yapamaması için, eşlerden birinin başvurusu ile tapu kaydına konulan şerhtir.
Boşanma kararının kesinleşmesinden sonra, boşanma hususu ile birlikte aile mahkemesinin nüfusa yaptığı bildirim ile kadın önceki soyadını alır.
Kocasının soyadını kullanmakta menfaati olan kadın, bunu boşanma davası sırasında ispatlamak suretiyle talep ederse, boşanmadan sonra kocasının soyadını kullanmaya devam edebilir. Örneğin, ünlü bir doktor ismi ile o yerde tanınıyor ise, kızlık soyadını aldığında tanınırlığında sorunlar yaşayabileceği öngörüsüyle, kocasının soyadını kullanmaya devam edebilir.
Herhangi bir hukuk davası için (boşanma davası dahil) dava masrafları ile avukat ücretini karşılama konusunda maddi gücü olmayan kişiler, Baro'ya bir kısım belgelerle başvurarak bu durumunu ispat etmesi halinde, mahkeme masraflarından muaf olur ve ücreti Devlet tarafından karşılanan bir avukat kendisine atanır.
DOLANDIRICILARA KARŞI DİKKATLİ OLALIM
İSMİM “AVUKAT SERKAN YILMAZ” ve RESMİM kullanılarak farklı numaralardan bir çok kişiye dolandırıcılık amaçlı mesajlar gönderildiği; uzlaştırma, icra takibi ve vatandaşın hakkında dosya açıldığı ve hapis cezası ile karşılaşabileceği gibi bahanelerle para talep edildiği hususlarını öğrenmiş bulunmaktayım. Bu hususların avukatlık büromuz ile hiçbir şekilde ilgisi bulunmamaktadır.
BÜROMUZ VE ŞAHSIM TARAFINDAN KİMSEYE BU ŞEKİLDE MESAJ GÖNDERİLMEMEKTE, PARA TALEP EDİLMEMEKTEDİR.
BU TÜR DOLANDIRICILIK AMAÇLI MESAJLARA İTİBAR EDİLMEMELİDİR.