Arabuluculuk Anlaşamama Tutanağının, Görevsiz Mahkemeye Başvuru Tarihinden Önce Sunulmuş Olması Gerektiği Gerekçesiyle Dava Şartı Yokluğundan Davanın Reddine Dair Görevli Mahkeme Tarafından Verilen Karar Hukuka Aykırı Olup, Anlaşamama Tutanağının Görevli Mahkemeye Başvuru Sırasında Sunulması Yeterlidir.
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/4240
Karar No: 2022/6367
Karar Tarihi: 27.09.2022
MADDİ TAZMİNAT DAVASI - MAHKEMECE DOSYAYA SUNULU BU TUTANAĞIN İLK DAVA AÇILMASINDAN ÖNCE SUNULMASI GEREKÇESİ İLE DAVANIN DAVA ŞARTI YOKLUĞUNDAN REDDİNE DAİR VERİLEN KARAR USUL VE YASAYA AYKIRI OLUP HATALI DEĞERLENDİRME İLE HÜKÜM TESİSİ - HÜKMÜN BOZULMASI
ÖZET: Dava açılmadan önce arabulucuya hiç başvurulmamış olması dava şartı yokluğu sebebiyle davanın reddini gerektiren bir husus olup, arabulucuya başvurulmuş olmakla birlikte anlaşmaya yarılamadığına ilişkin son tutanağın aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin mahkemece verilen kesin süre içerisinde sunulmamış olması ise davanın usulden reddi yaptırımına bağlanmıştır. İş bu davada, kanuni düzenlemeler doğrultusunda davacı tarafından verilen görevsizlik kararı kesinleşmeden arabulucuya başvurulduğu ve son tutanağın bir örneğinin görevli asliye ticaret mahkemesinde davanın açıldığı tarih olan 28.2.2022 tarihinden önce dosyaya sunulduğu anlaşılmakla, mahkemece dosyaya sunulu bu tutanağın ilk dava açılmasından önce sunulması gerekçesi ile davanın dava şartı yokluğundan reddine dair verilen karar usul ve yasaya aykırı olup, hatalı değerlendirme ile hüküm tesisi isabetsiz olduğundan somut davaya ilişkin yerinde bulunan kanun yararına temyiz itirazlarının kabulü ile karar vermek gerekmiştir.
(6100 S. K. m. 114, 115, 363) (6102 S. K. m. 5/A) (6325 S. K. m. 18/A)
Taraflar arasındaki davanın Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından yukarıda sayı ve tarihi belirtilen kararın HMK 363. maddesi uyarınca kanun yararına bozulmasının Adalet Bakanlığı tarafından istenilmesi üzerine, dava dosyası için Tetkik Hakimi …. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı tarafın www.sahibinden.com adlı siteye 2013 Model .... marka ....plakalı aracın satışı için …. ilan numarası ile ilan verdiği, ilanda aracın herhangi bir hasarının olmadığını, değişen ve boyanan bir parça olmadığını belirttiğini, davacı şirket adına vekaleten hareket eden ....'ın ilanda belirtilen telefon numarasından davalı şirket ile görüşme yaptığını ve araçta değişen ve boyalı parça olmadığını, değişen parça olmadığını beyan ettiğini, ....'ın bu beyanlara göre Van'dan Adana'ya gittiğini, aracın devrini gerçekleştirmeden önce aracı ekspertize götürdüğünü, yapılan ekspertiz incelemesinde aracın sağ ön kapısının değiştiği ve sağ ön çamurluğunun boyandığını, tavanda dolu izlerinin mevcut olduğunu ve araçta toplam 6.157,59-TL tutarında hasar kaydının olduğunu öğrendiğini, aracın hasarlı olmasından dolayı aracı almaktan vazgeçtiğini açıklanan nedenlerle; 1.607,11-TL maddi tazminat ile 300,16-TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 1.907,27-TL 'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap sunmamıştır.
Mahkemece, dava tarihi olan 04/10/2021 tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/A maddesine göre, tazminat davası açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması gerektiği, yasal düzenleme dikkate alındığında söz konusu dava şartının noksanlığı sonradan giderilebilecek nitelikte olmadığı, davacı tarafça arabuluculuk kurumuna başvurulmaksızın doğrudan doğruya eldeki tazminat davasının açıldığı, dava açıldıktan sonra 21/02/2022 tarihli beyan dilekçesi ile
14/01/2022 tarihinde arabuluculuğa başvuruda bulunulduğu, bu itibarla eldeki davada dava şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle 6100 sayılı HMK'nın 115/1. ve 114/2. maddeleri ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 5/A maddesi hükümleri gözetilerek 6100 sayılı HMK'nın 115/2. maddesi gereğince dava şartı noksanlığından usulden reddine kesin olarak karar verilmiştir.
Anılan kesin karar aleyhine özetle, davacı vekilinin talebi üzerine T.C. Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri genel Müdürlüğü’nün 24.2.2022 tarih ve 39152028-153.01-1574-2021-E. 450/8060 sayılı kanun yararına temyiz isteminde, dava açılmadan önce arabulucuya hiç başvurulmamış olması dava şartı yokluğu sebebiyle davanın reddini gerektiren bir husus iken arabulucuya başvurulmuş olmakla birlikte anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin mahkemece verilen kesin süre içerisinde sunulmamış olması ise davanın usulden reddini gerektirdiğini ancak somut olayda, 04.10.2021 tarihinde asliye hukuk mahkemesinde dava açıldığı, Adana 12. Asliye Hukuk Mahkemesi 2021/295 Esas sayılı dosyasında ticaret mahkemesinin görevli olduğunu belirterek görevsizlik kararı verildiği,
Görevsizlik kararı üzerine 14.01.2022 tarihinde arabulucuya başvurulduğu ve görüşme yapılamadan anlaşamamaya dair 31.01.2022 tarihinde tutanak düzenlendiği, verilen görevsizlik kararının 26.02.2022 tarihinde kesinleştiği ve görevli mahkeme olan Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/154 Esas sayılı dosyasında davanın esasına girilmeden görevli mahkeme aşamasından önce dava şartı eksikliğinin giderilerek arabuluculuk işleminin tamamlandığı mahkemece, duruşma açılmadan yapılan değerlendirmeyle “hukuki dinlenilme hakkını” ihlal edecek şekilde hüküm kurulmuş olması ve dava şartı olan arabuluculuk işleminin tamamlanmış olması dikkate alınarak esasa girilerek karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuş olup kararın kanun yararına bozulması talep edilmiştir.
Davanın 04.10.2021 tarihinde Asliye Hukuk Mahkemesinde açıldığı, mahkemece ticaret mahkemesinin görevli olduğunu belirterek görevsizlik kararı verildiği, görevsizlik kararı üzerine 14.01.2022 tarihinde arabulucuya başvurulduğu ve görüşme yapılamadan anlaşamamaya dair 31.01.2022 tarihinde tutanak düzenlendiği, verilen görevsizlik kararının 26.02.2022 tarihinde kesinleştiği ve görevli mahkeme olan Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/154 Esas sayılı dosyasında 28.2.2022 tarihinde açılan davanın arabuluculuk dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
Dava şartları, 6100 sayılı HMK.nun 115/1 maddesinde dava şartlarının mevcut olup olmadığı hususunun yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden araştırılması gerektiği belirtilmiş, anılan kanunun 114. maddesinin 1. fıkrasında dava şartlan sayılmış, aynı yasa maddesinin 2. fıkrasında ise diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümlerin saklı olduğu belirtilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 5/A maddesi ile getirilen düzenlemede, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması bir dava şartı olarak kabul edilmiştir.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nun 18/A maddesine göre, ilgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olarak kabul edilmiş olması durumunda, davacının arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılmadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorunda olduğu, bu zorunluluğa uyulmaması halinde, mahkemece davacıya son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunması aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiyenin gönderilmesi gerektiği düzenlenmiştir. Yine mahkemece gönderilen ihtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın mahkemece davanın usulden reddine karar verilmesi, ayrıca arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği hüküm altına alınmıştır.
Dava açılmadan önce arabulucuya hiç başvurulmamış olması dava şartı yokluğu sebebiyle davanın reddini gerektiren bir husus olup, arabulucuya başvurulmuş olmakla birlikte anlaşmaya yarılamadığına ilişkin son tutanağın aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin mahkemece verilen kesin süre içerisinde sunulmamış olması ise davanın usulden reddi yaptırımına bağlanmıştır.
İş bu davada, yukarıdaki kanuni düzenlemeler doğrultusunda davacı tarafından verilen görevsizlik kararı kesinleşmeden arabulucuya başvurulduğu ve son tutanağın bir örneğinin görevli asliye ticaret mahkemesinde davanın açıldığı tarih olan 28.2.2022 tarihinden önce dosyaya sunulduğu anlaşılmakla, mahkemece dosyaya sunulu bu tutanağın ilk dava açılmasından önce sunulması gerekçesi ile davanın dava şartı yokluğundan reddine dair verilen karar usul ve yasaya aykırı olup, hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olduğundan somut davaya ilişkin yerinde bulunan kanun yararına temyiz itirazlarının kabulü ile aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle, Adalet Bakanlığı’nın 6100 sayılı HMK’nın 363. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin kabulü ile hükmün sonuca etkili olmamak üzere kanun yararına BOZULMASINA, dosyanın mahkemesine iadesine, bozma kararının bir örneğinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 363. maddesinin 3. fıkrası gereğince Resmi Gazete’de yayınlanması için Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü’ne gönderilmesine, 27/09/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (¤¤)